Kendi çalıp kendi oynayan kız: Muuru'nun bloguna hoşgeldin..

5 Nisan 2012 Perşembe

Sil Baştan..

Yine yeni yeniden aynı cevap..

İş görüşmelerine gitmekten harap olan ben, aynı cevabı duymaktan bıkıp usanmadım. Bıktım, usandım, yıldım ama yapacak bir şey yok. Daha önce bahsettiğim medya kuruluşuyla olan görüşmem an itibariyle neticelendi.

MAALESEF OLUMLU DEĞİL. (kibarcası)

Bugün, sürüncemede kalan iş görüşmesi sonucunu merak ettiğim için şirkete telefon açtım. Esasında bu hafta ortasına kadar sürecek olan görüşmelerin 1-2 hafta daha süreceğini öğrendim. Kimseyi beğenmeyen, ince eleyip sık dokuyan, titiz ve tuhaf bir kadın olan bu İK'cı daha fazla aday görmek istiyor demek ki. Bu nedenle de işe alım kararı ilan tarihinden itibaren 2-3 ayı bulabiliyor. Olan bir umut bekleyen adaya oluyor. "Görüşmeler devam ediyor" diyerek adayı bekletmenin anlamı nedir? Açıkça söyleyin "sizi şimdilik olumlu değerlendiremiyoruz" diye, aday da ona göre hayatına yön versin.

Neyse ne.. Bardağın dolu tarafı misali, aslında kazanan benim. Belki de daha iyi fırsatları değerlendirmek için önüm açılmış oldu. Böylesi zor beğenen bir yöneticiyle çalışmak da fazlaca zor olsa gerek. Hakkımda hayırlısı diyerek bugünkü yazımı noktalıyorum. Canım sıkkın zira, hayal kırıklığı yaşadığım.. Çıkıp hava almalıyım.

Not: Benim gibi, istediği işte çalışmak isteyen ve istediği işi arayan, çabalayan işsiz kaderdaşlarıma bol şans ve dayanma gücü diliyorum.

Kendi çalıp kendi oynayan kız: Muuru :)

2 Nisan 2012 Pazartesi

Umut dünyası :)

Selam,

Bir süredir işsiz olduğumdan önceki yazımda bahsetmiştim. Şu anda TR'nin önde gelen medya kuruluşlarından biriyle iş görüşmesi halindeyim. Dile kolay üç görüşme yaptık, dördüncü ise (eğer olumlu değerlendirilirsem) İK Grup Müdürü ile gerçekleşecek.

Bir, iki derken üçüncü görüşmemiz de oldukça güzel geçti, yani daha ne diyeyim görüşmede İK'cıyı etkilemek için o derece istekli konuştum. Ama İK'cıları bilirsiniz, görüşmede olumlu / olumuz hiçbir şey belli etmez ve çeşitli taktiklerle sizin ruh durumunuzu ölçmek isterler. Benimle görüşme yapan İK'cının da taktik uyguladığını düşünüyorum. Çünkü kendisi, her söylediğimden bir anlam çıkarıp beni köşeye sıkıştırmaya çalıştı. Yoksa durup dururken niye sevmesin ki beni, taktiktir taktik :) Bense kendime hayran kaldım, sabrım, güler yüzlülüğüm ve özgüvenim sayesinde. İş görüşmelerinden korkan arkadaşlara sözümdür; Allah o gücü veriyor kuluna :) Velhasıl bu hafta içinde olumlu / olumsuz dönüş yapacaklar.

İstanbul'un merkezinde bulunan ve TR'nin önde gelen bu medya kuruluşunda çalışmayı çok istiyorum. Olacak diye hissediyorum çünkü iş için gereken bilgileri hiç durmadan topluyorum, o işi daha iyi yapabilmek için benden ne istediklerini biliyorum ve daha iyisi için çalışıyorum. E bir de iş için bir dolu iş kıyafeti aldım, özendiğim gibi ;) Yani olumlu düşünüyorum kendimce :) bu sefer zorla değil, gerçekten böyle hissettiğim için. İş bulmayı bu kadar çok istememin sebebi, para, itibar vs değil. Özsaygımı yitirmek ve bilgilerimi unutmak istememem. Ve İstanbul maceramın son bulmaması için işe ihtiyacım olduğunu söyleyebilirim. Aksi halde, ailemin sıcak yuvasına, İzmir'e dönme vakti benim için gelmiş demektir. Hayır ben bu işi alacağım ve İstanbul'da kalacağım bu kadar!

Öff bu yazım bir günlük edasında oldu, ben sıkıldım yazdıklarımdan. Ama bunları da söylemeye ihtiyacım vardı. Neyse..

Hoşçakalın demeden bir not: Paulo Coelho en sevdiğim yazarlardan biridir. Yazarın dört kitabını okuduktan sonra başyapıtı olan "Simyacı"'yı şu anda okuyorum. En yakın kitapçıya gidip bu kitabı mutlaka almalı ve okumalısınız.

"Bir şey istediğimiz zaman, arzumuzu gerçekleştirmemiz için bütün Evren işbirliği yapar."

Kendi çalıp kendi oynayan kız: Muuru :)

31 Mart 2012 Cumartesi

Hoşgeldim :)

Selam herkese,

Oldukça heyecanlıyım :) Blog açmayı uzun zamandan beri istiyordum, fakat beni düşündüren şey "Bir blog yönetmek kolay değil Muuru emin misin? Hem sen ne yazacaksın ki bloguna öyle ahım şahım bir hayatın da yok, saçmalama!" idi. Bugün kırdım zincirlerimi ve blog açmaya karar verdim.

Bloguma neler mi yazacağım ? Buyurun başlıklar:


1. Öncelikle işsizliğin kucağına 3 ay önce LÖNK diye düşmüş olmam neticesine blog açma kararını aldığımı belirtmeliyim. Yazacağım ilk ve en önemli konu, bir "iş görüşmesi" üstadı olarak deneyimlerimi genç arkadaşlarla paylaşmak. İş görüşmesine hazırlanma, görüşmede neleri yapmalı / neleri yapmamalı, İK'cıyı etkilemenin yolları, İK'cının görüşmedeki hal ve tavırlarının yorumlanması vb. Master'lı ir İK'cı adayı olarak çalışma hayatına yönelik yeni fikirler, öneriler, yorumlar vb.


2. Ve tabi ki heyecanım, neşem, hüznüm, öfkem, sevgim, nefretim, sitemim, korkularım, kuşkularım isteklerim, dileklerim, hayallerim, duygularım... Yani, kendime özgü birçok şey. Hislerini konuşarak değil yazarak anlatabilen benim için bir nevi günlük, duygu defteri olacak bu blog. Loş odamda, kokulu mumlarım ve ruh halime göre değişecek new age / lounge / smooth jazz / tasavvuf / rock / pop müziklerim eşliğinde pembe netbook'umda yazacağım herşey, kendimi rahatlatma ve içimi dökme seanslarım da olacak bu blogda.

...Kısaca, benim önemli gördüğüm, hayata dair her şeyi okuyabilirsiniz.

Yazdıkça rahatlar, rahatladıkça yazarım. Şimdiden oooh diyorum, "başlamak bitirmenin yarısı" imiş rahatlamaya başladım galiba :)

Şimdilik bu kadar, ilk gerçek yazımda görüşmek üzere..

Kendi çalıp kendi oynayan kız: Muuru :)